Bütün okul dönemi eve olabildiğince seyrek uğrayınca anlamamışım da, bebeğim olmuş kocaman ergen. (Duygusal ergenin emolar üzerinde harcandığını söylemiş miydim daha önce? Kesinlikle emo olmayan ergenler için de kullanılmalı.)
Kendimi resmen ablalık içgüdülerimle savaşırken buluyorum. Bir yandan onun için neyin iyi olduğunu görebiliyorum. Ama bir yandan yapmak istediklerinin onun için iyi olacak şeyler olmadığını da biliyorum. Korumacı abla ile işbirlikçi abla arasında kararsız kalıyorum resmen.
Keşke güvenebilsem kendi yolunu bulacağına...
İşte aslında tam bu nedenlerle çocuk sahibi olmak istemiyorum. O kadar emek harcayacağım, yatırım yapacağım çocuğun üstüne sonra gidecek serseri olacak başıma. Cık. Yok öyle bir dünya. Zaten anne-babalığın kan bağıyla oluştuğunu sanmıyorum. Bence tamamen işe yaramaz çocuklarını sevmek için zavallı ailelerin uydurduğu bir yalan kan bağından doğan sevgi.
İşte bu da öyle bir yazı oldu. Gece gece biraz kafamı boşaltmam gerekti de...
gece boşalmaları :)
YanıtlaSil