I am not Alone

2 Temmuz 2010 Cuma

No. No. Nononono~! No!

Do I attract you?
Do I repulse you with my queasy smile?
Am I too dirty?
Am I too flirty?
Do I like what you like?

Sevgili blog;

Hayatım biraz fazla monotonlaştığı için yazmıyorum artık sana demek isterdim ama olmuyor. Aksine biraz arkadaş draması biraz aşk karmaşası içerisindeyim. Ama iki durumu da anlatıcak halim yok açıkçası. Bir de sanma ki, çok popülerim o nedenle oluyor bunlar. Aksine bir kaç arkadaşım, hmm eski arkadaşım desek daha doğru olur, sanırım benden nefret etmeye başladılar. Aslında nefret değil de, böyle küçümseme acıma arası duygularla bakıyorlar. Yazık diyorum kendilerine, hani o kadar küçüldülerki aslında gözümde ve kalbimde, onlara kızmak için bile güç harcamıyorum.

Ama kendime not: İyi ev kızı taklidi yapmayıp gerçekten iyi ev kızı olan kızlardan uzak dur. Özellikle pembe filtreli at gözlükleri varsa.

Aşk konusuna gelince. Şehvet aşk değildir, kardeşim. Bir kaç saatliğine çekici gelmiş olabilirim gözünüze. Ama bu gözünüz de kalplerle dolaşmanız için sebep değil. Hele de o kalplerin sebebi, ben değil de dekoltem ise. Hani dürüst yaklaşsanız daha çok şansınız vardı.

Yani aslında size bir şey anlatmadım daha çok kendi kafamı boşalttım uykudan önce ama şu sıralar pek kendimi sevdirmiyorum çevremdekilere sanırım. Nyaaa~!

Alakasız ama yazmak istedim bunu da. Bugün (aslında saat itibariyle dün) bir düğüne gittik. Düğünleri sevmem de, düğün dedikodularını severim. Kim ne giymiş falan filan. Ben de işte kendi düğünüm nasıl olsun ondan bahsetmek için ağzımı açtım. Annem kızım sanki evleniceksin de konuşuyorsun diyerekten lafı ağzıma tıkadı. Evlenicem ben ya, sonra üstüne boşanıcam, gerçekten kara dul olucam.

PS: Ulan, annem de okuyormuş blogu, benim yazdığım şeylere bak. Dikkatli olmak lazım biraz daha.
PS2: Evet, yazıyı gerçekten Nyaaa~! diye bitirdim. İçimdeki minik nerd büyümeye çalışıyor.
PS3: Başlık ne alaka ben de bilmiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Fazla gelmeyin üstüme olur mu?

Gitmeden bunlara da bir bak