Birisi bana şu aralar en sevdiğim şarkıları sorsa en önce bön bön bakıyorum. Ardından eee mee ııı sesleri gelir. Karşımdaki bu sefer türü sorar ben cevap verebileyim diye, daha beter ee mee ııı gelir. Nedeni müzik dinlememem değil, sürekli değişen zevkime beynimin ayak uyduramamasıdır. Ama aslında bir iki dakika geçince cevabım hazırdır.
{ Müzik zevkim değişken. Ama klasik müziğe her daim kapım açıktır. Öyle entellik olsun diye söylemiyorum ama severim klasik müziği gerçekten. Gıy gıy gıy olanları da var ama, genel olarak güzeller işte ya. Özellikle cover'ların tadı ayrı oluyor (Canon Rock ve de Rude Boy'a bir bakın derim, ikisi de çok popüler iki farklı tür cover.). }
Her neyse, aslında birileri en sevdiğim şarkıyı sorsa gelmiş geçmiş, çat diye verirdim cevabı: Don't Cry~!
Ya, kabul etmek lazım şarkı güzel. Guns N' Roses'ı zaten severim. Ama "Don't Cry" ın yeri ayrıdır.
Hani salak bir şarkı aklına bin tane anı getirir. Birden sersem olursun. O anda değil, geçmişte yaşamaya başlarsın. İşte Don't Cry'ın bana etkileri bunlar.
Genelde kaçıyorum ben bu en sevdiğim şarkıdan. Axl başladı mı, "Talk to me softly" demeye ben toz oluyorum genelde. Ama bazen olmuyor, geliyor yüzüme tokat gibi çarpıyor bu şarkı bilmem kaç sene öncesinin anılarıyla birlikte.
Sanırım yaşlı kızkurusu haline geldiğimde bile atamayacağım bu şarkının etkisini üzerimden. O nedenle vasiyetim olsun cenazemde şerefime tekila shot atarken, fon müzikte "Don't Cry" olsun.
PS: Anlaşılan dinlemek zorunda değilmişim şarkıyı. Düşünürken de dinlemiş kadar oldum zaten.
PS2: Ölüm demişken, hep beraber aşağıya gitmeye karar verdik. Duyduk ki, yukarıda sadece din adamları ve veletler varmış. Partiye bekleriz.
Müzik zevkim değişken diye bir şey yok.yapmayın yaw müzik o kadar görece bir şey değilki ritmi o anki ruh haline uyan her ses güzeldir ve dinlenebilir.
YanıtlaSilTamam peki bu dediğinin müzik zevkim değişkenden farkı ne?
YanıtlaSilİki gün önce dinlemeye katlanamadığın grup, iki gün sonra taptığın gruplar arasındaysa mesela müzik zevkin değişmiş olmaz mı?
Bir sene önce neredeyse sürekli senfonik metal dinliyordum. Şimdiyse daha çok blues. Ara sıra da elektronik pop. Ve eminim ki, ruh halim bütün geçen sene boyunca aynı değildi. Aynen şimdi de aynı olmadığı gibi.
Olay güzellik meselesi, ya da dinleme meselesi değil. Hala Haggard'a rasgelsem dinlerim ama playlist'e koymuyorum artık.
Sonuçta zevk te değişken bir şey.