Verebileceğim düzgün bir cevabım olmadı hiç. Öncelikle o kadar kolay olmuyordu, her seferinde geride bir parçamı bıraktım büyük ya da küçük. Sonra devam ettim yoluma. Eksik bir parçanın acısıyla devam edebilmek, peki nasıl devam edebilmişim?
Cevabı sanırım bencilliğimde yatıyor bir de aslında korkaklığımda. Aslında insanlardan kaçmıyorum ben, insanları terketmiyorum. En azından amacım onları terketmek değil. Bıraktığım her bir insan, bana bir şekilde bilerek/bilmeyerek bir acı vermiş. Ben o acının tekrarlanma ihtimalinden kaçıyorum. O kadar korkağım ki aslında sadece bir ihtimal yüzünden insanları arkamda bırakıyorum. Çünkü kendimi daha çok seviyorum başkalarından.
Rasyonel bir karar değil aslında, tamamen duygusal bir seçim. Sadece "normal" değil ki, zaten en son ne zaman "normal" sınırları içerisinde yer alabildiğimi ancak bir yerlerde hayatımı uzaktan izleyen cüceler bilebilir.
Peki bu yazının amacı neydi? Hep başkalarınını yazdım buralarda, birazda kendi çarpıklığımı garipliğimi yansıtmak istedim. Biliyorum ki, yanlız değilim insanları arkada bırakma konusunda. Ben yarı bilinçli bir şekilde devam ediyordum bu davranışıma belki bir çok kişi ise tamamen bilinçsiz bir şekilde aynısını yapıyorlar. Artık adını, sebebini koyup bilinçlendiğime göre sorumluluğunu alma zamanı. Boş boş üzülmemeliyim kısmet diyip olayların arkasından.
Cücelerden bahsetmişken sevgili romanımı yazmaya başladım en sonunda. Bakalım sonu gelebilecek mi bir gün? Sorun kafamda birmiş olması romanın ama yazıya dökerken, yeterince kelime yok, çizerken yeterince çizgi/renk yok. Ama müzikler var en azından.
hoho :D ilk okuyan ben olacağım sanırım :D
YanıtlaSileğer yeterince şanslıysan~! :D
YanıtlaSil