Pictures framing up the past
Your taunting smirk behind the glass
This museum full of ash
Once a tickle, now a rash
This used to be a Funhouse
But now it's full of evil clowns
It's time to start the countdown
I'm gonna burn it down
9, 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1, fun
Your taunting smirk behind the glass
This museum full of ash
Once a tickle, now a rash
This used to be a Funhouse
But now it's full of evil clowns
It's time to start the countdown
I'm gonna burn it down
9, 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1, fun
...
Çok sinir bozucu bir durum. Sinirli olsam şu an, sayfalarca yazı yazabilmiştim bir seferde. Ama yok şu an yazmak istememe, yazacak bir şeylerim olmasına rağmen doğru kelimeleri doğru sırada bir araya getiremiyorum.
Econ çalışmam lazım, CS çalışmam lazım. Ama hepsi o kadar uzak geliyorlar ki artık. Sanki hiç bir alakam yokmuş gibi. Çalışmamazlık yapmak istemiyorum, sonradan o iğrenç vicdan azabını çekmek istemediğim için ama kendimi çalışmaya da zorlayamıyorum bir türlü. Aslında bilgisayarın başından bir kalkabilsem diye başlayan cümleler kuruyorum boşa. Olmadı uykum geliyor, olmadı karnım acıkıyor. Maksat ders çalışmayı ertelemek.
Zaten odada bir ölüm havası var. İyice insanın içini boğuyor. Dışarı çıkasım geliyor iyice, Taksim'e doğru mesela. Şimdi her yer cıvıl cıvıl insan doludur mesela. Kaybolmak istiyorum o insan kalabalığında, sadece bir diğer kafa olmak kuş bakışı fotoğraflarda. Ama onun yerine, ıssız ve kötü kokulu okulumdayım.
Yanlış anlaşılmasın, aslında pek severim kendilerini. Sadece şu zamanlar pek hoşlaşmıyoruz kendisiyle. Biraz fazla soğuk geliyor, fazla kibirli, burnu büyük. Üstüne üstlük bir de çirkin. O da dokunuyor aslında sinirime çevremdeki birçok insanın dokunduğu gibi şu sıralar. Herkes bir öğüt verme savaşı içinde birbirine. Sordunuz, söyledim sorunun ne olduğunu sırf gerçekten ilgilendiğinizi bildiğim için, yoksa sallamadım bile ama demek değil ki, sizden öğüdünüzü istedim.
Bak yine milleti eleştirmeye başladım. O da benim kendi ukalalığım, burnu büyüklüğüm.
Peter Pan ile kimliklerimizi değiştirim Alice'in maceralarını Orta Dünya'ya taşıyarak yaşamam mümkün mü acaba? Japon amcalara güvensem yaparlar mı dersiniz? Peki dünya Red Queen tarafından yönetilse nasıl olurdu? Uzun zamandır hissetmediğim bir duyguyu hissediyorum şu an... Sınırsız hayal gücümün sonsuz hazzı...
"...Imagination goes wild~!.."
Büyümedim hala, yetişkin bedeninde, yetişkin kişiliği tarafından köseye sıkıştırılmış bir çocuk ruhuyum. Dünya'dan korkuyorum ama Dünya'da benden korksun, hala o çocuksu öz güvene sahibim. Olmadı Elflerime söylerim onlar döver sizi.
Sonuç olarak, yazının ana fikri? Oda neymiş diye sorarım. Saçmaladım işte onlarca, bence içimi döktüm. Sizce?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Fazla gelmeyin üstüme olur mu?