I am not Alone

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Müstahak~

Sanırım buraya sadece doğumgünlerinde yazacağım artık. Gidiş öyle.

Dralaye'nin doğumgünü bugün. Blog'un bu hale gelmesine neden olan kişi, isteyerek değil de, ona olan sinirimden dolayı.

Hayatımda en uzun süreli bulunan insan. Beraber büyüdüğüm kişi. Belki de beni en yakından tanıyabilen, bütün maskelerimin arkasını görebilen kişi. Ya da öyleydi.

Şimdi hala onarma aşamasındayız bazı şeyleri, birbirimizi yeniden tanıma gibi bir şey.

Hatunum çok depresiftir... İlk bakışta... Anlaması zordur, anlaşması daha zordur. Ama sevenleri tam sever. O da zaten sevdiğinde sülük gibi yapışır, kötü anlamında değil.

İkimiz de sevmeyiz, insanlarla politik arkadaşlıklar kurmayı. Sorun şu ki, sevmesem de ben politik arkadaşlıklar konusunda başarılıyım sanırım. Onun umrunda olmaz, bırakır, gider.

Doğumgününü kutlamadım dün gece, farketmiştir büyük ihtimalle. Bakalım yazıyı ne zaman görecek.

Doğumgünü yazıları yıllık yazıları gibi ya birazcık, "Şu zamandan beri arkadaşız," "Birlikte şunları yaptık" "Benim için çok önemlisin" bla bla bla. Ne gerek var.

Ne kadar önemli olduğu bana kalmış bir konu. Anlatsam da anlayamazsınız zaten. Ama benim için o kadar önemliydi ki, en çok zararı ondan aldım ben. Bir çoğuna göre melekti, bana değildi. Sanırım birbirimize en kötü yanlarımızı gösterdik hep, hep birbirimizi yıprattık.

Her neyse, hatun büyüdü anca 20 oldu. Olgunlaştı mı? Büyük ihtimalle. Yaşlandı mı? Ben yaşlanmadan yaşlanamaz o.

Ne diyebilirim başka? En çok nefret ettiğim anda bile, bir ağlama sesine tav olup her şeyi unutabileceğim bir insan o. Önemli değişiklikleri, yaptığım yaramazlıkları, kafamın nasıl çalıştığını anlayan o. Ben bile anlayamıyorum bazen. Yargılamadan dinleyen, kendiyle çelişse bile hala dinlemeye çalışan insan. Depresif? Blah.

Bir gün elfleri bulduğumda, Cücelerin kraliçesi olacak o. İki ırk arasındaki barışı biz sağlayacağız. Alice bize Wonderland'in yolunu gösterdiğinde Mad Hatter ile çay içeceğiz. Peter Pan camımıza yanaştığında bacaklarından yakalayacağız, "I do believe in fairies.". Rainbow'un altındaki altınlar sayesinde harem kuracağız.

Tencere yavarlanmış kapağını bulmuş, yani ben sana "müstahak"ım (nasıl yazılıyo lan bu şey?!). Hem kim uğraşacak bir daha Kirby'i öğretmeye millete?

İşte böyle.

Kısaca doğumgünü kutlu olsun hatunun.

Love,
Kırmızışın

17 Mayıs 2011 Salı

Happy(?) Birthdays

15 dakikam var odadan çıkmaya bu yazı biterse o kadar kısa sürede yayınlayacağım yoksa kısmet.

Şimdi bizim arkadaşlarla doğumgünlerimiz önemli olaylardır. Maksat eğlence tabii, ama hep beraber olalım isteriz, hep süslenelim püslenelim, ve herkes gelsin isteriz. 

Son zamanlarda değil herkesi toparlamak, bir kişi ile buluşmak bile o kadar çaba istiyor ki. Neler oluyor be gülüm? 

Tamam, aslında büyükbaş suçlusu benim. Aslında hepinizin bildiği gibi, güzel bir arkadaş grubum vardı. Biraz aksıyordu işte ama yani. Böyle delirdiğim bir anda, daha fazla dayanamayacağımı düşündüm ve bitirdim. 

Ama bencil bir kararın uzun vadeli sonuçlarını düşünmüyorsun, ben sadece 2 kişiyle aramı soğuturken, grubun geri kalan üyelerinin de birbirinden uzaklaşmasını sağlamışım. Sevmemek anlamında değil. Sadece eskisi gibi değil. Olayların üstünden 1 sene geçti tam, ya da o civarlarda. Geçen sene benim doğumgünümden sonra bir daha o kadar eğlenememişiz sanki hep beraber. Doğrudur. 

Hepimizin kendi sorunları var. Bir araya gelince artık,öyle boş muhabbet bile yapamıyoruz fazlasıyla. Hep bir sorun var üstümüzde. Bir değil birden fazla aslında. 

Yani ne bileyim öyle. 

Peter Pan'e özenmemek mümkün mü aslında? Biraz daha küçük olsaydık ne kolaydı hayat. Hani şimdi de çok zor değil de, zor yine de. 

Gerçi hepimize süper uyan bir gün ayarlamak imkansız mesela. Berry bir dalmada, bir yelkende. Suluelma, o hep bir kaçak zaten. Gulchina'yı Okan kaptı. Bizim Dralaye elini sürmüyor, onun doğumgünü ya. Doktor bey, tıp okuyor. Merinos'un annesi Nazi. 

Hadi bunlar çekirdek grubun sıkıntıları. Bir de, kimleri çağıracağım stresi var. Çağırmak istediklerinin bir kısmı rainbow, bir kısmı homofobik olunca sıkıysa sok aynı ortama. Stresten geberiyorsun, yaşadım, biliyorum. 

Ya öyle işte. 

Gitmeden bunlara da bir bak