Böyle bir ruh haliyle, atladım taksiye. Elimde bin tane çanta, okuldan dönüyorum ya taksiden başka çözüm yok. Ama cuma, ama bayram, ama iş çıkışı derken araba ile ilerlemesi imkansız oldu. Sıkıntıdan ve geveze taksiciden sıkılınca, etrafıma bakayım dedim bir. Tam sağımda, şirin beyaz bir araba. İçinde daha da şirin iki çocuk.
Canım sıkıldı, yapacak başka bir şey daha yok ya, çocukları kesmeye başladım açık açık. Çocuklar da ilgiden memnun kesmeye başladılar. Camı aç dediler. Kafa salladım ama gülümseyerek. Sonra işte dur bekle tarzından bir işaret yaptı, yolcu koltuğundaki ve kıvranmaya başladı. Meğer kağıt ve kalem arıyormuş. Bir kağıda yazdı numarasını ve camdan gösterdi bana. Call me!
Arasam mı aramasam mı? Özele alıp aradım! Konuştuk falan öyle. Adımı bile söylemedim resmen. Evin önüne gelince de kapatıyorum dedim telefonu. Dur, kapatma, numaranı söyle bari derken, hadi dedim güle güle. İyi yolculuklar size. (Karşıya geçeceklermiş de, malum trafik, bir kaç saat kalmışlardır yolda.)
Bu arada, eminim taksiciye iyi dedikodu malzemesi çıkardım. Gerçi onlar neler görüyorlardır ama neyse.
So i am back to the game~!
Oha seçeneği koyar mısın tepkilere..?
YanıtlaSilNerden yapıldığını hatırlasam değiştirme hevesim vardı ama, hatırlayamıyorum.
YanıtlaSilHayat ne tuhaf, martılar falan, di mi?
vapurlar vapurlar..
YanıtlaSil:) hehe eline sağlık eğlenmişsin işte:) tasarıma gir oradan blog kayıtlarını düzenle de;)
YanıtlaSilDüzenledim bakalım, artık daha fazla seçeneğimiz var elimizde :)
YanıtlaSil