I am not Alone

28 Mart 2010 Pazar

Kırmızışın~101

Ya eskiden facebook'a rahat rahat fotoğraf eklerdik. Şimdilerde herkesler bir garip oldu, yok elimde içki var, yok elimde sigara var, yok kıyafetim kötü bla bla... Gelmeyin o zaman yanıma, fotoğraf çekmeyi seviyorum çünkü hepsi birer anı, sonra bakıp bakıp gülüp eğleniyoruz. O fotoğrafları yanımızda olmayanların da görmesini istiyorum ve facebook bu konuda gayet de işe yarıyor şimdi laf söylememek lazım. Şimdi ama her fotoğrafta o kadar tepki geliyor ki, hani nefret edesim geldi. Yapmayın kardeşim o zaman. Resim çekeceğimi biliyorsunuz ki zaten artık bilmemeniz imkansız. İçmeyin o zaman sigara, içmeyin o zaman alkol eğer ailenizin öğrenmesinden bu kadar korkuyorsanız. Onlar öğrenince üzüleceklermiş diye yalan söylemek daha mı iyi? Orada kafam karışıyor işte. Çünkü ben öyle yetiştirilmedim. Hani tamam kimsenin annesi/babası mükemmel değil ama en azından benimkiler bana sorumluluk almayı öğrettiler. Evet, kabul ediyorum çok saçma şeyler yapabiliyorum ya da çok yanlış ama her zaman hepsinin arkasında durmayı da biliyorum. Yok eğer sorumluluk almayı bilmiyorsanız da, sözde yetişkin hayatı yaşamaya kalkışmayın. Beni de sürekli darlamayın, çıkın fotoğraf karelerimden. Sorumluluk konusuna bir kaç not daha eklersem mesela, çalışmadığım bir sınavdan sonra kimseye kızmam kendimden başka. "Hoca kazık sordu." cümlesini genel olarak saçma bulurum, kullansam bile ardından gelen cümlem, "Gerçi ben de çalışmamıştım olur.".

İkinci bir konu, insan ilişkilerim çok iyi olmayabilir ama canım sıkılıyor diye insanlardan ayrılmam, onlarla aramı bozmam. Şu an bir çok insanlar aramın kötü olmasının sebebi var. İnsancıl bir şekilde sormayı akıl ederseniz, zaten cevaplarım nedenlerimi. Yarım ağızla sorulan "Ne olduki şimdi?" sorularından nefret ederim, cevaplamam, ya da işi dalgaya vururum. Acaba, canımın sıkıldığını düşünen kaçınız, bir çok arkadaşımla aramın bozulduğuna dikkat ederken, kaç tane yeni iyi arkadaş ve olası dost edindiğimi de gördü?

Eğer birileri benden bir şey talep edecekse, gelip yüzüme söylemesi lazım ve karşılığında da bir şey yapması lazım. Robot değilim ki, kendimi sizin isteklerinize göre programlayabileyim. Ancak karşılığında bir şey teklif ederseniz, istekleriniz yönünde dikkatli olmaya çalışabilirim. Ama, bence insan ilişkileri birer alış-veriş. Sürekli benden bir şey talep ederseniz giderim ki zaten gitmeliyim. Ne işim var beni ben olduğum için kabul edemeyen insanların yanında?

Herkese her şeyi anlatmıyor olabilirim ama hiç dönüp kendinize bakmayı düşündünüz mü? Belki de herşeyi sindirebilecek kadar geniş ve rahat bir insan değilsinizdir.

Zzorlama bir şirinliğim olduğuna inanmıyorum. "^^, T_T, @_@, O_O ve ~" gibi işaretleri sevmem ile manga sevmem tamamen alakasız bir rastlantıdır. Japon sevgim ise, sanırım 5 yaşında başladı. Kültürleri falan çok ilginç ama aslında o kadar da sevmem. Sevdiğim kısımlar fiziksel görünüşleri. Güzelleri tam oyuncak bebekler gibi oluyorlar. Şirinlik konusuna dönünce, içimden gelince viyaklarım, kendim de rahatsız olurum, sus dendiğinde, susmak için görülebilir bir çaba sarfederim, genelde de başarılı olurum ya da ortam değiştirim kendimi odama kapatırım. Arada salak bir şekilde konuştuğum olur, mantığa davet ettiğinizde bozulurum bozulmasına ama düzeltirim konuşmamı ama tavır önemli. Genelde nedeni canımın sıkılmasıdır. Bir de, hala bir çocuk olmam. İçimdeki çocuk hala fazla güçlü bir çok konuda.

Hayalgücüm çok geniştir. Elfler, cüceler, periler ve benzerleri benim için gayet somut varlıklardır. Çok mu rahatsız oluyorsun, bence arkadaşlığı kesmeliyiz, çünkü benim kocaman bir parçam hayalgücüm. Farkında mısınız bilmem ama yeni tanıştığım insanlara bahsetmiyorum elflerimden.

Dekolte giymeyi seviyorum. Giyiyorum. Giymeye devam edeceğim. Çok abartı olmadığı sürece, eleştirilerin/uyarıların benim için önemsiz olacaktır. Hatta ve hatta, gözümde değer kaybedersin.

Eğer sonuna kadar okuduysan teşekkürler. Arkadaşlığımızı kesmek istiyorsan keyfin bilir. Beni üzersin, ama anlarım. Bir de bu yazı tek bir kişiye hitaben asla değil, etrafımda bana karşı aynı yanlış davranışlarda bulunan o kadar insan var ki, hepsiyle arkadaşlığımı kesmektense, böyle uzaktan belki anlarlar ümidiyle genel olarak her şeyi yazdım. Yüzyüze konuşmak isterdim, ama sinirli bir insanım, ters bir tepki veririm, ortam gerilir, arkadaşlık tamamen biter. Korktum. Sanılanın aksine çevremdeki insanları sıkılınca değiştirmek istemiyorum.

Yazın yeni tanıştığım bir kızla aramda geçen konuşma geldi aklıma, aktarmak istedim. Ne kızın adını hatırlıyorum ne de tipini ama konuşma beni birazcık etkilemişti.

"Kız: Ne okuyosun?
Ben: Aile soruyla endüstri mühendisliği, bana kalsa VA okurdum ama nerde işte. (Geçen yaz ki klasik cevabım buydu. )
Kız: Nasıl ailenin zoruyla?
(işte ben de ailemin nasıl istemediğini, Endüstriye bile burun kıvrılarak bakıldığını falan anlattım.)
Kız: Seçsen ne olur peki?
Ben: Para sorun, tamam okuldan burs alıyorum ama ya yurt ücreti ya yemek, yaşam?
Kız: Çalışmayı denesen?
(İşte nasıl okulun uzak olduğunu falan anlattım. )
Kız: ÖSS ye yeniden gir ve başka bir üniversiteye git? Daha rahat çalışırsın ve istediğin bölümü okursun.
Ben: ............. "

İşte böyle bir konuşmaydı. Kendimden ve korkaklığımdan uzun süre nefret ettim. Sorumluluk konusuna ek bilgi olsun diye yazdım buraya. Bu arada, artık mühendis olmak zorunda değilim.

Kırmızışından sevgilerle^^




3 Mart 2010 Çarşamba

My Lovely Personality (?)

Disorder | Rating
Paranoid: Moderate
Schizoid: Low
Schizotypal: Moderate
Antisocial: High
Borderline: Low
Histrionic: Moderate
Narcissistic: High
Avoidant: Low
Dependent: Low
Obsessive-Compulsive: High

URL of the test: http://www.4degreez.com/misc/personality_disorder_test.mv

/* Çok eğlenceli bir kişiliğim varmış onu anladım. */

Gitmeden bunlara da bir bak