I am not Alone

12 Şubat 2010 Cuma

Vol 1 - Galata Kulesi

Her şey çok masumane bir şekilde benim farklı bir şeyler yapmak istememle başladı, İstiklal'e gidip bir yerde oturmaktan başka. Madem farklı bir şey yapacağız hadi bari bir işe yarasın diyerekten araştırdık tarihi ilginç ve daha önce gitmediğimiz yerleri. En sonunda hadi Galata Kulesi'ne gidelim dendi. Saat ayarlandı, kişi ayarlandı. Sonra ertesi günkü planların heyecanıyla uyundu.

Gerçi sabahın köründe eşlikçim değişti ama Taner candır diyerek günü devam ettirmek bir sıkıntıdan çok mutluluktur. Tam turist moduna girmişiz ya, İstiklal'de yürürken önünden geçip de hiç dikkat etmediğim ara sokaklar, minik dükknlar dikkatimi çekmeye başladı. Oynak maymun oyuncaklarının olduğu minik sokağımsı çarşıda ilginç şeyler olabiliyormuş diye de aklımın bir köşesine not düşüldü.

Aslında günün en büyük keşfi bence sevgili "Dünyanın En Büyük 2. 2. El Mağazası" ydı. Adı gerçekte bu olmayabilir ama artık adı bizce o. İçerisine hızlıca bir göz attık. Şahsen ben aşık oldum o saniyede ama o günkü planlarımıza uyaraktan gözümüz arkada terk ettik girişi pek renkli olan 2. el mağazamızı.

Ve sonra Galata Kulesi mi, Sultanahmet Meydanı mı derken, çeşitli nedenler dolayısıyla Sultanahmet'de karar kılındı ve tünel ile Karaköy'e inildi ki bu benim tüneli 2. ya da 3. kullanışım oluyordu. Tam tünelden çıktıktan sonra ise yine çeşitli sebepler dolayısı ile Galata Kulesi'ne gitmeye karar verdik. Tembel bir insanım ya, fikir şu: tünele yeniden binilcek İstiklal'den aşağı inilecek. Tabiiki Taner hayır dedi ve minicik bir sokaktan kocaman yokuşu çıkmaya başladık. Daha Komando Merdivenleri'ni görünce yorulma belirtileri gösteren ben, yine de çıkmaya her zamanki kedi mızıldanmalarımla devam ettim. Ancak kuleye yaklaşık bir 10 m kala, pilimin tamamen bitmek üzere olduğu bir anda kafamı sağa çevirmemle kendimi Hansel&Gretel masalının içinde buluverdim. Müthiş pastalar gerçekten çok şirin bir pastanenin içierisinden bana selam veriyorlardı. Kokuyu takip ederek içeri süzüldüm, Taner de halime gülerek ardımdan. Karnımızı doyurduktan sonra ise artık sıra Kule'ye gelmişti ama yine de yoldaki minik dükkanlara giremeden yapamadık. Sonra fiyatları sorunca, turistik bir bölgede olduğumuzun farkına vararak cüzdanlarımızı boşaltma isteğine karşı koyarak kendimizi Kule'nin içine attık. Biraz sıra bekledikten sonra asonsörle 7. (?) kata çıktık ki, aradaki 4. hariç diğer katlara ne olduğu hala tartışma konusudur bizce.

İşte karşımızda güzel bir manzara. Sağdan sola doğru galata kulesini turladık ve temiz havanın keyfini çıkardık bol bol fotoğraf çekerek. İşin komik yanı çoğu insanın sağdan sola gidiş kuralına uymaması ve yaklaşık 70m yükseklikte trafiğe sebep olmasıydı. Tabii, artistik poz veren yurdum insanı da, trafik oluşturmada ki görevini yeterince yerine getiriyordu. Bize selam vermek için dibimize kadar gelen bembeyaz martıya merhaba diyerek de yolumuza devam ettik Kule'nin tepesinde. Kabul, etrafta fazlaca çirkin bina vardı gecekondusuyla olsun fabrikasyon usulü apartmanlarla olsun ama bence onlar bile ayrı bir güzellik oluşturuyorlardı. Özellikle, alakasız binaların arasında çok ilginç binalar görebilmek bence ayrı bir zevkti. Bol bol fotoğraftan sonra kuleyi terk ettik ama ederken restorandaki fiyatlara da göz atmadan gidemedik. Ucuz denemese de, aslında normal fiyatlara sahip bir menüsü var restoranın. Hem o manzaraya bakarak yemek yemek de ayrı bir tat olmalı. Restoranın reklamını dinleyerek kayıttan, asansörle aşağıya indik ve yeniden İstiklal'e doğru tırmanmaya başladık. Söylemeden geçmiyim, Teras Cafe denen bir yer var orda yanındaki büyük binaların, küçük kardeşi gibi duruyor. Teras'ı yukardan gözüktüğü kadarıyla tam anlamıyla şirin bir ara gidip görmek lazım.

Dönüşte de, tramvaya bindik ki benim için bir ilkti. Ama hayal kırıklığına uğradım desem doğru olur açıkçası. Bir kere havasız bir ortamı var, ikincisi, bir andan İstiklal'den soyutlanıyorsun, üçüncüsü ise İstiklal'de yürümek her zaman için daha zevkli ama yine de bu da bir başka farklı tecrübedir diyerekten günümüzü burada bitiriyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Fazla gelmeyin üstüme olur mu?

Gitmeden bunlara da bir bak